Makaleler

Kutali yöresi

thumb1

Kondyas

Özenle restore edilmiş evleri ile adanın tek galerisi, geleneksel yerleşimin zarafeti ve güzelliğine katkıda bulunmaktadır. Köyde ilkbaharda bulurnusanız, filizlenen leylakların mis gibi kokusunu kaçıramazsınız. Köyün dar sokaklarında gezerken yerli ustanın tarafından işlenmiş oymalı taş evlere hayran olursunuz. Köyün tavernalarından birinde oturup yerel lezzetlerin tadını çıkarmaktasınız. Faaliyetinin sırasında köydeki Kültür Derneği, Çağdaş Balkan Sanatı Galerisi’ni kurdu. Sanat meraklısı Kondyas köyünde ritim tutturan kalıcı koleksiyonun dışında değişik periyodik sergiler yer almaktadır. Köyün girişinde bulunan beş tane yel değirmeni geleneksel pansiyona dönüştürülmüşken Kondyas özelliğini tamamlamaktadır.


 

Çimandrya

Fakos yarımadasının yönünde son köydür. Dolayısıyla çobanların krallığı, kâhyaların köyüdür. Mandiralar köyün manzarasında egemendir. Köyün meydanıdaki evler iyi halde korunmaktadır. Taş sebilinin etrafındaki kahvehaneler ve tavernalar bütün yıl çalıştırılmaktadır. Buralarda köyün bahçelerinde üretilmiş sebzeyle ustalıkla pişirilmiş yerli etlerin tadını çıkrabilmektesiniz.

Yürümeyi severseniz, kesinlikle Fakos yarımadasını keşfetmeye hareket edeceksiniz. Ayrıca 1852’de inşa edilmiş ve Meryem Anne’nin Vefatı’na adanmış kiliseyi ziyaret edebilmektesiniz. Ağustos’un 15’sinde büyük bir panayır düzenlenmektedir. “Kâhyalar” adlı çalışkan Dernek’le birlikte köyün tanınmış kemençecisi özel bir şekilde gelenekleri canlandırıyor.


 

Portyanu

Çanakkale Savaşı'nın mimarisi Winston Churchill Portyanu’da karargâhını kurdu. Britanyalı devlet adamını konaklayan evden gezintinize başlayarak koltuğunu sergileyen Halk Sanatı müzesine devam edebilmektesiniz. Sonra da Çanakkale savaşı’nın esnasında hayatını kaybeden 352 askerin yattığı Portyanu’daki Müteffik Askeri Mezarlığı’nı ziyaret edebilmektesiniz. O mezarlıktan hareket ederek ismi meçhul ölülerin gömmüldüğü Arap Mezarlığı’na giderken denize yakın müthiş bir yer karşınıza çıkacak.


 

Agaryones 

Το  Köy ismi, "Agaron yangını", yani sönmeyen fener ateşi anlamına gelmektedir. Sadece 14 kişiden oluşturulan yerleşim adanın en küçük köylerinden biridir. Nea Kutali köyünün batısında bulunan yerleşim denize yaklaşık 1,5 kilometrelik bir mesafededir. Mahallelerinin sıcaklığı, güzel küçük kahvehaneleri, çamlık korusu ve Mondros Körfezi engelsiz manzarası, onu ziyaret etmeye kadar en ilginç köylerden biri kılmaktadır. Bir tepe üstünde inşa edilmiş Ayos Yorgis Kilisesi’nden yerleşimin etrafına güzel bir manzaranın keyfini çıkarabilirsiniz.


 

Pedino

1968 depremi ardından Palyo Pedino ıssız kaldı. Terkedilimiş köyde zaman sanki durmuş yaşlı çınar, arnavud kaldırım ve taş evlerinde... Eski köye yakın eski ev sahipleri yeni bir köy meydana getirip ona Neo Pedino ismini verdi. Vaftizci Ayos İoanis kilisesini ziyaret edip köyün meydanında bulunan tavernalarda Yanis Kremidas’ın çağdaş şaraphanesinde üretilen şarap veya rakının tadını çıkarabilmektesiniz.


 

Nea Kutali

Doğal bir amfitiyatroda eksiksiz bir plana göre kurulan köy, Mondros körfezi manzarasının tadını çıkar. 1926’da kurulan Yeni Kutali, Marmara denizinin Kutali adasından gelen muhacirlerin iskânı için kuruldu.

Sünger avcılığında geleneği olan köy günümüzde adanın "Denizcilik ve Sünger Avcılığı Müzesi"ne ev sahipliği yapmaktadır. Yerel rakı eşliğinde balık mezeleri sunan köy tavernasına gitmeden Aya Marina kilisesini de ziyaret etmeyi unutmayın.  


 

Kalithea

Mondros Körfezi, Semadirek adası ve Gökçeada'ya benzersiz bir manzaraya sahip olduğu için köyün ismi Kalithea'ya dönüştürülmüş. 1955'e kadar ismi Sarpi olan köy yaklaşık 800 metre yükseklikte bulunan bir doğal amfiteatr yamaçlarında kurulmuştur.

 

Mondros ve Limni’nin güneydoğusu

thumb1

Mondros

Mondros körfezi, Akdeniz'deki en güvenli doğal körfezlerden biridir. Konumu nedeniyle 20. yüzyılın önemli tarihi anlarının sahnesi oldu. 1912’de başlatılan Balkan savaşları sırasında Yunan amirali Kunduryotis Mondros’ta karargâhını kurdu. Üç sene sonra ise Mondros birinci Dünya savaşı esnasında yer alan Çanakkale savaşı’na katılan Müteffik kuvvetlerinin harekât ve mühimmat merkezi oldu. 1918’de İtilaf Devletleri ile Osmanlı İmparatoluğu arasında imzalanan Mondros ateşkes antlaşmasıyla Mondros yeniden çağdaş tarihin sayfalarında yer aldı. İkinci Dünya savaşından sonra da Mondros Yunanistan’daki solcuların sürgün olduğu yer oldu. Bugün, balık tavernasıyla dolu güzel limanında bir turdan sonra muhteşem taş okuluyla Müteffik Askeri Mezarlığı’nı ziyaret ederek yakın tarihte bir yolculuk yapabilmektesiniz.


 

Rusopuli

Mondros doğusunda yer alan Hortarolimni Sulak Alanı’na çok yakındır. Köyün ismi Rosopulo veya Rusopulo isminde Bizans döneminin toprak sahibinden gelmektedir. Doğal bir amfitiyatroda kurulmuş köyde dut, servi ve çınar gölgesi altındaki evlerin arasında halk mimari sanatının birkaç örnekleri korunmaktadır.


 

Kaminya

Metal eritmesinde demirciler ile çanak çömlekleri pişirmesinde çömlekçilerin tarafından kullanılan fırınlar köye adını verdi. 1885 yılında Ayos Aleksandros kilisesinin kalıntıları arasında bulunan taş mezarı köyü dünyanın arkeologlarına tanıttı. İki yazıtı olan taş mezarı, avuçunda mızrak ve kalkanı sıkıca tutan bir savaşçının profilini göstermektedir. M. Ö. 6. yüzyıl tarihli Kaminya sütünü maceralı bir şekilde Atina’daki Milli Arkeoloji Müzesi’ne geçtikten sonra bugüne kadar orada sergilenmektedir. Kaminya sütunu arkeologların yere dikkat etmelerinin sebepi olarak Polyohni tarih öncesi kentinin buluşuna yol açmıştır.  

Köyde bir geziden sonra bütün yıl boyunca açık kalan meydanın tavernasında oturup seçkin meze, yerel etler, sahibinin bahçesinden gelen sebze ve fava tadını çıkarmaktasınız. 15 Ağustos civarlarında Meryem Anne’nin anısını kutlayan köyde bulunursanız, kesinlikle sakinlerin hazırladığı eğlenceyi kaçırmayın.   


 

Ayasofya

Adanın güneydoğu kısmında yer alan Ayasofya, Fisini ve Skandali ile birlikte Skala (İskele) köyleri sayılmaktadır. Köyler yakınlarında bulunan Ortaçağ “Skala” kalesinden ismini aldığı gibi sakinlerinin ismi de Skaliotes. Yeşil içinde güzel taş evleriyle, adanın küçük köylerinden pitoresk biridir. Üzüm bağları ve yabani kekik kaplı etrafında nefis bal üretilmektedir. Adanın en güzel ve en uzun plajlarından biri Parthenomitu plajına giderek Ayasofya köyünden geçmektesiniz.


 

Skandali

Sakinlik, huzur, doğanın eş anlamlısıdır. Skandali’de zaman daha yavaş geçmektedir. Adanın güneydoğu ucunda bulunan köy suyla dolu verimli bir ovada kurulmuş. İklimi mükemmel olan yerin aromalı bitkilerin sayesinde nefis bal üretilmektedir. Köye yakın Luri kıysında yapılan arkeolojik kazılar Ege’nin en eski yerleşimlerinden birine ışık tutmaktadır. Onun dışında Birinci dünya savaşı esnasında Müteffiklerin süvari birliklerinin yaptığı dev su depoları korunmaktadır.


 

Fisini

Adanın güneydoğu ucunda yer alan köy yemyeşil dut ağaçlarıyla doludur. Sakinleri artık çok azdır. Köyün ismi bölgedeki kuvvetli rüzgârlardan gelmektedir. Köye yaklaşık bir kilometrelik uzaklıkta Orta Çağlar’ın Skala (İskele) yerleşimi mevcuttu. Fisini’den geçerek adanın geleneklerinin ayrılmaz bir parçası olan Ayos Sozon kilisesini de ziyaret edebilmektesiniz. Adanın şu güzel kenarında Eylül’ün 7’sinde büyük bir panayır düzenlenmektedir.

Dağlık Limni

thumb1

Kornos

Adanın hinterlandında yer alan Kornos, Skurkas tepesinin güney yamacında bulunmaktadır. Köyün ismi köyün merkezinde bulunan bir sebilden gelmektedir. Köye 1 kilometrelik uzaklıkta bulunan güzel bir mevki’de çınar ve kavak ağaçları altında adanın şifalı sıcak su kaynakları var. Eskiden Terma olarak bilinen çağdaş tesislerde keyifli spa ve güzellik bakımları hizmetleri verilmektedir.


 

Sardes

Mirina’nın kuzeydoğusunda, 12 kilometrelik uzaklıkta Sardes köyü var. Adanın ortasında bulunan yabani kekikle dolu yerde adanın en iyi balı üretilmektedir. Flomarya, horoz ve ada tavşanı gibi Limni’ye özgü yemek çeşitlerini sunan ünlü taverna, köyü gitmeye değer bir yer kılmaktadır. Köyün müzik geleneği zengindir. Sardes’in ünlü kemençecileri adanın tüm panayırında müzik çalmaktadır.


 

Katalakos

Küçük de güzel ve iyi gizlenmiş bir köydür. Adanın kuzeybatı kısmında yer alan köy korsanlardan korunmak için bir vadinin derinliklerinde kurulmuştur. Bugün artık Katalakos Limni’nin etkileyici kumullarını ziyaret edenlerin karargâhıdır. İnce kum ve çalı çırpıdan oluşturulan yaklaşık 70 dönümlük bir tepelik alanı Ege kuzeyine çöl cazibesini taşımaktadır.


 

Dafni

Huhli tepesinin yamacına uzanan Dafni köyünün sakinleri bugün artık çok azdır. Köyün eski ismi Sverdya, ilk kez Aynoroz'daki Meyisti Lavra manastırının 1284 tarihli belgesinde bulunmaktadır. Mevkide büyük bir defne ağacı hakim olduğundan 1956 yılında köyün ismi değiştirilmiştir.

Kırsal Limni

thumb1

Ayos Dimitrios

Mirina kuzeydoğusunda yani adanın başkenti ile Mondros kasabasını bağlayan yolun 10. kilometresinde bulunan ve yaklaşık 800 nüfusa sahip olan bir kasaba. Yeni Kutali ile birlikte adanın en yeni yerleşimlerinden birini teşkil etmektedir. Bugün köy, kaliteli üzüm, şarap ve rakısıyla ünlüdür. Sonbahar sezonunda bir ziyaret, “lakarya”nın sırlarına ışık tutar: taze rakı, lezzetli yemek ve güzel müziği. Sesi güzel ve şarki söylemeyi seven köy halkının eğlencesi çok keyifli.


 

Livadohori

Adanın ortasındaki verimli ova meralarından ismini alan köy küçücük bir yerleşimdir. Livadohori’nin özellikleri arasında Arnavut kaldırımları, taş evleri ile Aya Marina isminde güzel bir kilise sayılmaktadır.


 

Karpasi

Kaliteli şarabı arayan Karpasi’den geçerek ziyarete açık Petros Haciyeoryiu’nun şaraphanesinde bir kadeh şarap içmektedir. Karpas tepesinin üzerinde kurulmuş Karpasi 18. yüzyılın sonlarında korsan saldırılarından korunmak için Limni ortasındaki ovanın doğusuna taşınmış. Eski konumu bugün havaalanının olduğu yerdir. Nefis üzüm bağları dışında sakinleri tahıl, susam ve pamuk yetiştirmesiyle uğraşırdı. Bugüne kadar Karpasi bahçelerinde üretilen sebzeyle Limni tümü beslenmektedir.


 

Açiki

Adanın ovasının ortasında bulunan çok küçük bir tepenin eteklerinde yer almaktadır. Nüfusu yavaş yavaş önemli bir ölçüde artarken bereketli ova, adanın en zengin köylerinden biri haline dönüştürdü. Havaalanı bölgesinde, Mirina kasabasına 22 kilometrelik uzaklıktadır. Köyün merkez meydanındaki kahvehanelerde ve ızgara salonlarında İtalyan pizza ve yerel etlerin keyfine çıkaracaksınız! Yazın köyün yanındaki fabrikasında üretilen meşrubat çeşitleri ile Limni daha serin olacak. Açiki kuzeyisinde küçük bir köy var. Propuli isimli köyden geçerek Triyi plajı, Meryem Anne Pigadeli plajı ve Falakro Burnu’ndaki muhteşem kaya oluşumlarına gidersiniz.

Limni’nin kuzeydoğusu

thumb1

Varos

İyi halde korunmuş taş evleri adanın geleneksel mimarisinin üstün örnekleridir. Mirina’ya 25 kilometrelik uzaklıkta bulunan köyde, adanın ortasında yüzyıllık hayatı olan bir yerleşimi ziyaret edin. Köyün yeri adanın mitolojisi ve tarihinin içinde oldukça büyük. Köyün yukarısında Despot tepesi yükselmektedir. O noktadan adanın çeşitli yöneticisi şifa verici kil içeren toprağın çıkarmasını denetlerdi. Mosihlos yanardağının ağzının kalıntıları köye çok kısa bir mesafede bulunmaktadır.

Bugün geleneksel bir otel kompleksi ile birçok eski evlerin yenilenmesi ve kıymetlendirmesi köyün hayatını canlandırmaktadır. Eczacının evi, doktorun evi, eski kahvehane, bakkal dükkânı ve Mısır'da ün kazanmış bir tüccarın pamuk depoları gerçek tecrübeler arayan ziyaretçiler için konaklama yerlerine dönüştürülmüştür.


 

Lihna

Efsaneye göre Mondros körfezinindeki köy, körfeze giren gemi kaptanlarınn gördüğü ev fenerlerinden ismini almış. Bugün Arnavut kaldırımlı meydanında bütün yıl boyunca üç genç adamın tarafından çalıştırılan özel bir meze lokantasında düzenlenen müzik akşamları köyün hayatını canlandırmaktadır. Köyün kenarında bir tepe üstünde restore edilmiş değirmen ile 1865 yılında inşa edilen Ayos Dimitrios kilisesi köyün özelliğine katmaktadır.


 

Romanu

Yere gömmülmüş şarap ve şıra küplerini görmek isteyenler köyün sokaklarında tur atmaktadır. Mısır’a göç edip varlıklı gurbetçilerin konaklarını görenler arnavut kaldırımlı meydandan geçerek, bağışlarla inşa edilmiş Papayoanyos Okulu ve ondan sonra yaptırılmıs taş okulu ziyaret etmektedir.       

Köyün doğu girişinde bulunan ayazmada kayalıktan fışkıran buz gibi suya bir göz atabilirsiniz. Köyün manzarasını tamamlayan köye özgü yel değirmenleridir. Köye 1 kilometrelik uzaklıkta bulunan küçük limanda büyüleyici güneş batımının keyfini çıkarabilmektesiniz.


 

Repanidi

Köyün ismi muhtemelen bölgede rastlanan turp otundan gelmektedir. Repanidi’ye ilk gelenler 12. yüzyılda çökmesi başlamış İfestya’yı terk edenlerdi.

Bugün köyün en eski kilisesi Ayos Yorgis kilisesine hayran olmaya Repanidi’ye gelinmektedir. Köye yakın palamut meşesi küçük ormanı, Limni’nin tek doğal ve geniş ağaçlık alanıdır. Dallarında kuşlar kalabalık halinde ötüşmektedir.  


 

Kondopuli

Kondopuli, Ege'nin en önemli sulak alanlarından birini oluşturan Aliki ve Hortarolimni göllerine yakındır. Kondopuli’yi ikametgâh olarak seçenler İfestya ve Kavirler arkeolojik sitlerini de kolayca ziyaret etmektedir. Köyde bir tur atmayı isteyen yerli et ve köyün bahçelerinin sebzelerini sunan taverna ve kahvehaneleri bulmaktadır.


 

Kalyopi

Kalyopi 1821 yılında başlatılan Yunan İhtilalinın esnasında ün kazanmış deniz savaşçısı Yorgis Kapetanakis’in doğum yeridir. 1869’da köyün koruyucusu sayılan Ayos Yorgis şerefine inşa edilmiş kilise kubbesiz bazilika tipli bir yapı olup çarpıcı bir taş çan kulesine sahip olmaktadır. Her yıl Ayos Yorgis bayramında geleneksel olduğu at yarışları gerçekleştirilmektedir. Natura 2000 adını taşıyan AB doğal çevre koruma ağı içinde yer alan Hortarolimni adlı sulak alanı Kalyopi’ye yakın olup adadaki en önemli sulak alanlarından biridir.

Köyün plajı olarak sayılan Keros koyu orta çağda önemli bir limandı. Bugün ise adanın en popüler ve heycanlı plajlarından biridir. Su sporları ve beach barlarının dışında ziyaretçilerinin ilgisini çeken turkuaz renkli sığ sularıdır.


 

Panaya

Limni’nin kuzeydoğu kısmında bulunan Alepotripes dağının eteklerinde eskiden terk edilmiş bir manastır mevcuttu. Panaya (Meryem Ana) ismini taşıyan yerde 1865 yılında aynı ismiyle bir yerleşim kuruldu. Kuluşundan sonra köy kurucuları Meryem Ana’ya adamış küçük bir kilise yaptırıp Amerika’ya göç etmiş bir Rum’un bağışıyla yeni bir kilise inşa ettirdi. Ağustos’un 15’sinde Meryem Ana bayramı esnasından büyük bir panayır düzenlenmektedir.


 

Plaka

Adanın kuzeydoğu ucunda bulunan Plaka köyü önce mevsime göre tarla işleriyle uğraşmaya gelenleri ağırlardı. Rençberlerin bazısı 1860’lı yıllarda oraya yerleşmeye karar verdi. Köyün ismi siyah boz renkli taşlardan oluşturulan Plaka Burnundan gelmektedir.

Köye yakın Rusunya yerinde bulunan şifalı sular radyum içerip banyo ve kil tedavisine uygundur. Şifalı suların etrafındaki çalılık arasında Ayos Haralabos küçük kilisesi durmaktadır. Yazın şifalı sular yanında işletilen tavernada yerel ürünlerin tadına çıkarken nefes kesen Ege'nin manzarasına sahip çıkarabilmektesiniz.    

Diğer Makaleler...

  1. Mirina civarları
Pin It